Onurollstyle
  • ANASAYFA
    • HOME
  • ARSİV
  • MAIL GÖNDER
  • BENİ TAKİP ET
    • INSTAGRAM
    • YOUTUBE
    • FACEBOOK
    • TWITTER



Derin bir iç çekip, en büyük arzularınızı da saklı yerlerden çıkarın çünkü o Christian Grey!

Ön yargılarınız nerede? Onlar için sahnenin ön sıralarından koltuk ayırdık. Neden mi? Çünkü bu bir erotik roman. İnsanların ne okuduğuna karışamazsınız. Aaa o erotik roman okuyor deyip burun kıvırmanız hiç hoş değil. Sizi ilgilendirmez. Yorumlarınızı ve yargılarınızı kendinize saklayın. Hiç kimse başkaları eleştirsin diye roman okumuyor. Buna kimse de karışamaz.

Size bir sır vereyim; bu seriyi okumak için bir hafta dört gün bekledim. Hem de sırf ön yargım yüzünden! Erotik roman okumak istememem yüzünden. Sonunda ön yargımı yenip okuduğum da fark ettim ki, hep bir ama ile başladığım romanlar en favorim oluyor. Bu farkındalık yüzünden artık ön yargılı değilim romanlara karşı. Ön yargınızı yenip okuyabilirsiniz yani.
Grey de sadece cinsel ilişki yok. Orada istediği aşkı elde eden bir kadın var. Aşkı için savaşan bir kadın. Kontrol sahibi bir adama aşık olup ne yapacağını bilemeyen ve istediğinin peşinden giden bir kadın var.
Çocuk yaşta kendi isteği ile bile olsa bana göre istismara uğrayan bir Grey var. Çok başarılı, çok seksi, çok yakışıklı ve tam bir kontrol manyağı bir erkek. Sadist bir erkek ve gerçekten sonunda aşık olan bir erkek var. O sahiplenme ve aitlik duygusu var romanda. Hem de en saf haliyle. Bütün o seks kısımlarının dışına çıkarak asıl önemli olanı görürseniz, tamamen kendisine ait bir kadın isteyen adam var. İlk defa aşkı bu kadar karmaşık yaşayan kadın ile birlikte.

Benim romanda en çok sevdiğim şey kadının anlatıyor olması. Bu tarz romanlarda kadının bakış açısını sevdiğim için. Ve Christian'ın o sahiplenme duygusu çok hoşuma gidiyor. Sanki ona sahip olduğunu kanıtlamak istiyor gibi. Ve Anastasia ise elindekiyle yetinmeye çalışan ama istediği aşkın peşinde de koşan bir kadın. En çok sevdiğim şeyler bunlar. Seks, kırmızı acı odası, sado-mazo ilişki romanı tamamlayan etkenler.

Gelelim Bayan Robinson'a... Kim ne derse desin o bir çocuk tacizi yapmış biri gözümde. O yüzden Robinson Sevmeyenler Kulübü'ne üyeyim! Suçlayacak birisi arıyorsak bu kadın bu iş için. Roman için diyeceğim serinin tamamını okumanız.

Filme gelirsek...
EL James'ın yani yazarın setlerde birebir yer alması ve olayı tam olarak yansıtmaları çok özverili. Oyuncular ise bence romana çok uyumlu. Jamie Dornan, Dakota Johnson, kesinlikle mükemmel başroller. Ayrıca diğer oyuncuların her biri de karakterlere çok uygun. Oyuncu kadrosunda bana göre bir sıkıntı yok.
Kırmızı acı odası dersek eğer vay canına derim. Okurken nasıl olduğunu o kadar çok hayal etmemiştim ve filmde görünce şok oldum. Çok çeşit, çok karmaşık. Ama en iyisi bu olabilirdi. Evde bir oyun odası var ve oyun kurucu bir sadist. Oralara girmeyelim ama çok iyi yapıldığını da özellikle belirtelim.

Grey House? Mükemmel sarışınlar iş yeri gibi, herkes kusursuz, her şey mükemmel. Tam Grey'e göre ve öyle bir yerde çalışmak nasıl olurdu diye düşünüyor insan. Şu ünlü Charlie Tango ise havalı. Herkesin helikopter süren sevgilisi yok üstelik bu kadar yakışıklı, hep beraber kıskanıyoruz değil mi? Grey'in evi, helikopteri, arabaları, iş yeri... Başımız döndü mü? Kusursuzluk abidesi.

Onun dışında fragmanlar, soundtracklar falan da çok iyiydi. Ve o kapak yazısı; Kontrolü Kaybet! Yani beklentilerimi neredeyse karşılayan bir film oldu ama elbette daha iyisi de olabilirdi.

Şimdilik bu kadar ve yine kitabını okuyup filmini izlediğim filmleri paylaşmaya devam edeceğim. Aşağıya oyuncu kadrosunu da bırakıp gidiyorum.
Dakota Johnson ... Anastasia Steele
Jamie Dornan ... Christian Grey
Jennifer Ehle ... Carla
Eloise Mumford ... Kate
Victor Rasuk ... José
Luke Grimes ... Elliot Grey
Marcia Gay Harden ... Mrs. Grey
Rita Ora ... Mia Grey
Max Martini ... Taylor
Callum Keith Rennie ... Ray
Andrew Airlie ... Mr. Grey
Dylan Neal ... Bob

Director: Sam Taylor-Johnson
Yazar: E.L. James

Hepinize merhaba, ikinci yemek tarifi videomla karşınızdayım.
Madem İtalyan mutfağı ile başladık o şekilde devam edelim. 
Bu sefer de İtalyanların  vazgeçilmezi olan pizza ile devam ediyoruz.
Ben evimde kolay mı kolay pizza yaptım, iyi seyirler.
Unutmadan! Like etmeyi (beğendiyseniz) çok beğendiyseniz yorum yapmayı ve bir de kanala abone olamayı unutmayın.
sevgiler,  Onur 
 #onurollstylekitchen




Hepinize merhaba,

Eskiden olduğu gibi tekrar mutfağa girmeye karar verdim sanırsam.
Hani bilmeyenleriniz için söyleyeyim meşhur İtalyan restoranı olan Papermoon'da 6 yıllık bir aşçılık geçmişim var. 

Geçen gün de @denizsaatcioglu da aklıma girince ben de kanalımda bolca yemek tarifleri verme kararı aldım.
O zaman ilk tarifim Beşamel soslu kıymalı Conchiglioni ile başlayalım. Şimdi bu ne derseniz bizim bildiğimiz Mantı Makarna'nın daha büyüğü işte! 
Tarif youtube kanalımda ✌🏼️🍝 
#onurollstylekitchen

Özgün Adı: Still Life With Woodpecker
Yazar: Tom Robbins
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Sayfa: 256
Çeviri: Fatma Taşkent

Tom Robbins’in daha önce yayınlarımız arasında çıkan ve büyük beğeni toplayan Parfümün Dansı ve Dur Bir Mola Ver adlı romanlarından sonra bir başka kitabını daha sunuyoruz: Ağaçkakan.Yine oyuncul, uçarı ve bilge...

Bir Camel paketine bakarak neler söyleyebilirsiniz? Âşık değilseniz, o da her nesne kadar anlamsızdır. Ama, “azılı” bir bombacı aklınızı başınızdan almışsa ve aylarca Camel paketi dışında hiçbir şey “okumamışsanız”, siz de Prenses Leigh-Cheri gibi kâinatın sırlarını çözebilirsiniz belki.

Ağaçkakan, sıradışı kahramanların yaşadığı tutkulu bir aşk hikâyesi... Tahttan sürülmüş bir kraliyet ailesinin Prenses kızı ile göğsüne bantlanmış dinamit lokumlarıyla dolaşan meşhur bombacı Bernard, nam-ı diğer Ağaçkakan, Hawaii’de karşılaşırlar. Ağaçkakan bir kanun kaçağıdır ama sıradan bir suçlu değildir, şerefli bir davası ve saygı değer bir felsefesi vardır. Prenses ise seksin “arsız” çağrısına doğru dört nala koşturan soylu vücudunu ıslah etmeye karar vermiştir. Yüksek toplumsal ve çevresel duyarlılığı Ağaçkakan’ın romantik bireyciliğine toslayınca, Prenses bambaşka bir davanın peşinden koşmaya başlayacaktır: Aşk...

Aşk bazen gelir, ama sonra geldiği gibi gider. Robbins’in hınzır, dalgacı, hiperaktif dünyasında renkli ve hareketli bir aşk turu atarken, ezeli bir soruya cevap bulma arayışında Prenses ile Ağaçkakan’a eşlik ediyoruz: Aşkı kalıcı kılmanın yolu nedir? Bu arayış sırasında, piramitler, kızıl saçlılar, uzaylılar, Ay’ın ve Güneş’in misyonu ve tabii Camel paketi arasındaki esrarlı ilişkileri keşfetmek de onlara kısmet olacaktır.
Robbins aşkı mı “ti”ye alıyor, yoksa aşk karşısındaki çaresizliğimizi mi? Kendiniz karar verin.


KİTAP YORUMU

Bir Robbins romanı ile daha geldim buraya. Neden mi Robbins? Çünkü Sevgili Robbins yazdığı romanlarında mutlaka bir şeyleri ti'ye alıyor ve de yazımı çok hoş. Konuları, anlatımı, ben böyle yazılara her zaman edebiyatın egzantrik yanı diyorum. Egzantrik olmak için illa ki çok çok farklı tarzlar, fenomen ya da çok havalı kurgular gerekmiyor. Kurgu tek başına yetmiyor ya da yazım. Çok basit bir konuyu farklı bir şekilde alanlardan olduğu için Robbins benim için Egzantrik Edebiyatı yapıyor :) Her neyse romana gelirsek...

Tahttan indirilmiş bir kraliyet ailesi ve biricik prensesleri. Tahttan düşen bir aileye mensup prenses olsaydınız? Nasıl yaşıyor olurdunuz, neler yapardınız? Prenseslerin hayatı hep merak edilir, el bebek gül bebek büyütülür deriz ya hep hani... Bizim prenses amigo takımında, sürekli aşk hayatı olan biri. Bir gün amigo takımı ile maçta gösteri yaparken, herkesin içinde kan kaybı başlayınca hayatı değişir. Sürekli konuşulanlar yüzünden okulunu bile bırakır. Prenses düşük yapar ve seks perhizine gire. Buraya kadar okey. Kraliçeye gelirsek...

Kraliçe Tilli'nin en önemli özelliği şu birkaç şey: 'Ay, ay spagetti ay' cümlesi, yanında gezdirdiği finosu ve kilosu. Kraliçeyi nerede görsek bir Ay ay spagetti ay diyor, gelin de kahkaha atmayın lütfen buna. Ve çok iyi konuşamıyor. Kral Max ise kalp kapakçığı ameliyatından sonra her heyecanlandığında tıkır tıkır sesler çıkaran biri. O değil, kalp kapakçığı. Ve biraz daha zorlasa kesinlikle iddia, maç, kart oyunlarında usta olacak gibi. Ve kızlarıyla ciddi konuşan iki ebeveyn Çevre Şenliği Projesi için, odasından haftalarca çıkmayan kızlarının isteğini yerine getiriyorlar. Hawaii'ye gitmesine onay veriyorlar. Ayrıca ev sürekli CIA tarafından da izlendiği düşünülürse bu prenses için büyük bir eğlence olacak.

Bernand'a gelirsek... Kendisi uzun yıllar polise yakalanmamayı başaran bir kanun kaçağı. Profesyonel bir bombacı. Kızıl saçlarını sürekli siyaha boyamak zorunda kalan bir adam. Ağaçkakan Çetesinden geriye kalan tek kişi ve kurucusu. Ben kendisini çok sevdim. Uçakta prensese 'oh' diyerek konuşan Bernand, çok tatlı bir bombacısın!

Prenses onun Ağaçkakan olduğunu öğreniyor, seks perhizini bozuyor ve bu ikisi aşk yaşıyor. Tabi mutlu sonlar masallara özel, kişilikleri, çelişkileri, Bernand'ın finoyu yanlışlıkla öldürmesi ve gazetelere manşet olan prensesin aşkı aralarını açıyor, tebrikler Bernand! Prensesi kendinden soğutmayı başardın! Onun vizyonuna uymayan herkes gibi olma ve reklam olma düşüncesi beni sinir etti. Prenses zengin bir arap erkeği ile nişanlanıyor, bu arada camel paketi üzerindeki bir sırrı çözüyor ve takıyor piramitlere! Yakışıklı arap onun için de bir piramit inşa ettiriyor. Mutlu son mu peki? Hayır, en azından onunla değil. Ağaçkakan'ın öldüğü düşünülürken, bekarlığa veda partisinde piramitte karşılaşırlar iki aşık... Sonunda mı? Sevgili Nişanlı erkek bunları piramidin içine hapseder!

Buraya kadar aydınlanmış ayrıntılarla en heyecanlı yerde bırakıyorum ve sonunu kitaptan öğrenmenizi tavsiye ediyorum. Bu arada beni Robbins'e hayran ederek, onun kitaplarını okumama sebep olan arkadaşım Filiz Bozkuş Al'a sonsuz teşekkürler! Tavsiyelerini bekliyorum her zaman! <3
haydar-colakoglu-yolo-uygulama
Ulaşımda En Pratik Yol O!  sloganı ile yola çıkan ve Uber’in karşılaştığı en güçlü rakip olan girişim YOLO için geri sayım başladı. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de yoğun ilgi gören şehir içi, konfor ve kaliteyi birleştiren yolculuklar sağlayan platformlara bir yenisi daha ekleniyor. Kısa süre içinde hayatımızda farklı bir yer edinmeyi hedefleyen girişimin adı YOLO.
YOLO, şehir içinde lüks segment araçlar ile şehir içi VIP taşımacılık hizmeti veren ve sektöre çok iddialı girerek diğer rakiplerine nazaran çok farklı iş modeli ve kazanç vaat eden bir mobil uygulama. Dünyada Uber modeli olarak bilinen mobil uygulamanın Türkiye versiyonu olarak planlanmış olan YOLO, uzun süren Ar-Ge çalışmaları sonucunda ortaya çıkmış.
YOLO’yu dünyadaki benzerlerinden farklı kılan en önemli özellik TR’de hukuksal altyapısının sağlamlığı ve farklı kazanç modelleri. YOLO, hem kullanıcılara, hem de iş ortaklarına sağladığı yeni nesil bir iş modeli ile kısa sürede yola çıkıyor.
haydar-colakoglu
YOLO, TEB Holding ve Çolakoğlu Grup Yönetim Kurulu Üyesi Haydar ÇOLAKOĞLU başkanlığındaki güçlü yatırımcı ve yönetim kadrosu ile de dikkat çekiyor. Yönetim kademesindeki 12 kişilik tecrübeli ekibin, 1 yıl süren çalışmaları sonucu ortaya çıkardıkları YOLO, şehir hayatına yeni bir soluk getirmeyi planlıyor.
haydar-colakoglu-teb-genel-mudur
haydar-colakoglu-teb
Ulaşımdaki zorlukları keyif ve konfor ile çok uygun koşullarda sunmayı hedefleyen ekip adına konuşan YOLO Yönetim Kurulu Başkanı Haydar ÇOLAKOĞLU şunları söyledi;
“Günümüzde temel ihtiyaçlarımızdan biri olan şehir içi konforlu seyahatin hızlı, güvenli ve ucuz olarak sağlanabilmesi başlangıç noktamızdı. Bununla birlikte, kayıt dışı kalan birçok seyahatin kayıt altına alınarak vergilendirilmesi, sektörde hukuksal altyapının sağlamlaştırılması yeni düzende yeni normallere alışan bizler için çok önemli. İşlerimize teknolojiyi en verimli şekilde entegre etmek hem kullanıcılarımıza hem de iş ortaklarımıza yüksek kazanç sağlayacaktır.
YOLO yüzde yüz yerli yapım bir uygulamadır. Amaçlarımızdan biriside bu iş modelini hızlı bir şekilde ülke dışında da kullanılan bir marka yapmaktır. YOLO’nun temel felsefesi bundan ibarettir.
Kendi kurucularımızın sağladıkları desteklerin yanında, henüz başlangıç aşamasında iken Los Angeles merkezli bir yatırım şirketinden 16 milyon dolar değerleme ile bir kısım yatırım aldık. Kendileri ile yaptığımız çalışmalar sonucunda da “you only live once” baş harflerinden oluşan YOLO isminde karar kıldık. Bunun yanısıra Los Angeles, San Francisco, Londra ve Zürih merkezli yatırımcı grupları ile de görüşmelerimiz devam etmekte. Bu güç birliği platformu ile hem UBER gibi bir dünya devine rakip olacak, hem de Türkiye’den bir dünya markası çıkartabilmek için çalışacağız.
haydar-colakoglu-yolo-turkiye
Başlangıç gününde 300’ün üzerinde araç ile hizmet verecek olan YOLO ile kullanıcılar, tek tuş ile araç çağırabilecek, ulaşım ücretlerini kredi kartları ile ödeyebilecekler. Araçta unuttukları herhangi bir eşyanın güvende olduğunu bilecekler. Yıl sonu hedefimizde 1000’i aşkın araçla hizmet vermek var.
Bu uygulamaların yanısıra yolcularımızı çok özel kampanyalardan da faydalandıracağız. Farklılıklarımız, ilk günden bu ayrıcalıklar ile görülecek. Kasim ayında acilacak beta surumu ile İstanbul`un bazi seckin mekanlarinda yapilacak test surusleri ile hizmete baslayacak olan uygulama üzerinden özellikle tanıtım günlerimizde kayıt yaptıran yolcularımıza 15 Aralık - 4 Ocak tarihleri arasında ücretsiz ulaşım hakları, çeşitli promosyonlar sağlayacağız. Açılışa özel bu kampanya gibi birçok büyük kurumdan da kampanya desteği alan YOLO ile yolculuklarınızın standartları değişecek. YOLO’yu hepinize tavsiye ediyorum. YOLO dünyasına hoş geldiniz.”
GooglePlay ve AppStore dan indireceğiniz uygulama sayesinde YOLO dünyasında siz de yerinizi alın. Detaylı bilgi ve iletişim için www.yolo.com.tr adresinden YOLO’ ya ulaşabilir @yolo_turkiye Instagram adresinden de takip edebilirsiniz.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

Kitap Adı: Kimliksiz
Yazar: Selvi Atıcı
Yayınevi: Nemesis Yayınları

Bir Kayıp Şehir Romanı...

Karanlık sırlara ya da kirli bir geçmişe sahip insanların bile en çok ihtiyaç duyduğu şeydir sevmek...

Kendi kurduğu krallığın içinde kimseye güvenmeden yaşamayı öğrenen Deryal Yiğit, çizdiği sınırlardan içeri başkalarını sokmayan bir adamdır.
Tehlikeden korkmaktansa tehlikenin ta kendisi olmayı seçmiştir uzun zaman önce ve böyle bir hayatın içinde kimseye yer yoktur.
Ancak bir gece, barından içeri giren Burcu'yla birlikte, kurallardan ördüğü duvara ilk darbenin indiğini fark eder. Burcu'nun kendisine doğru attığı her adımla, Deryal de ona yakınlaşır. Ve kısa bir süre sonra, kendine çizdiği o sınırların dışına çıktığını anlar. Burcu, Deryal'in, o güne kadar ihtiyaç duyduğunu bile bilmediği her şeydir. Karanlık dünyasına kabul ettiği tek ışıktır.
Ancak onu yakıp kavuracak olan da yine o'dur.


KİTAP YORUMU

Bir Kayıp Şehir Romanı serisi diyelim ve Kimliksiz ilk roman. Selvi Atıcı Nemesis yayınlarından genişletilmiş ve ciltli yeni romanıyla bizlerle.

Deryal ismini çok garipsedim önce, sonra uyum sağladım. Çünkü bir ismi karakter öne çıkarıyordu, Deryal ise karakteriyle ön planda yer alırken çok sevdiğim bir özellik daha çıktı ortaya. Mafya demeyelim ama adaleti kendi sağlayan erkek rol modeli. Sert korkusuz ve çekici.
Deryal küçük yaşta yetimhaneye bırakılan bir çocuk ve orada büyüyor, en yakın arkadaşı ve sağ kolu olan Adem ile bir gece kulübü işletiyorlar. Bu arada ah şu Adem, gel de hayran olma yani o derece bir adam. Odun diyebiliriz ama sempatik odun bizimki. Hele bir de Şirin ile çekişmeleri, aşık olmaları renk katıyor bu çift romana. Nedense Adem'i daha çok seveceksiniz bence istatistiklere bakarsak çünkü bütün düşünceler ve yorumlar neredeyse bu yönde.

Deryal bir gece kulübe gelen Burcu'ya sırılsıklam aşık oluyor benim tabirimle ve bu çift garip, çok da tatlılar. Burcu'nun bir sırrı, Deryal'in bir zaafı vardı. Burcu bir polisti, aynı zamanda Deryal'in büyük zaafı haline gelmişti. Üstelik adamın oyuncak araba koleksiyonu vardı, hiçbir kadını getirmediği bir evine onu götürmüştü. Oyuncak hobisi çok hoşuma giderken Burcu ya son derece gıcık oluyordum. Her neyse hâlâ gıcığım derken gerçekler ortaya çıktığında Deryal'in ona zorla sahip olması deli etti beni. Tamam haklısın Deryal'cim ama bu doğru değildi. Sanırım kitapta en sevmediğim nokta burasıydı ve kitapla ilgili umudum bitmişti. Bu ikisi asla birlikte olmayacak eyvah demiştim, ilişki falan kalmadı ortada Burcu affetmeyecek diyordum. Tabi öyle olmadı ve Selvi Atıcı çok hoş bir sonla noktaladı. Çok ayrıntı verdim bence sonunu da söyleyim, evli mutlu inşallah çocuklu;)

O halde burada bırakıp, okumanızı tavsiye ederken, serinin diğer romanlarını da takip etmenizi de öneririm. Keyifli okumalar ...

Neden beyaz bir sayfaya ihtiyaç duyarız?
Beyaz bir sayfa açınca ne değişiyor, ne kurtarıyor bizi? Ne önemi var ki? Geçmiş siliniyor ya da hatalar unutulmuyor.
Tercihler öylece ortadan kalkmıyor ve sorumluluklar peşimizi bırakmıyor. Yaptığımız her şeyin sorumluluğu bizimle kalıyor. Birden ortadan kaybolmasını nasıl bekleriz ki? Mümkün mü bu? Sadece kendimizi kandırıyoruz.

O sayfayı açınca değişmiyor hayat. Evet, güzel motive ediyor olabilir, umut veriyor olabilir. Geleceğin o beyaz ışığı ya da can kurtaran simiti gibi görüldüğü de doğru. Ben de öyle görüyorum bir yere kadar. Kendimi kandırdığımı fark edene kadar. Fark etmeye de bilirsiniz. Sürekli yeni başlangıç umudu ve her şeyi değiştirmenin tek yolu gibi sıkıca sarılıp bırakmamak isteyebilirsiniz. Yapın o halde! Sizi bu mu motive edecekse, etsin! Bazen insanların tutunacak bir şeylere ihtiyacı oluyor ya bu olsun o. Bir şey diyemem buna ama çözüm değil bu.

Neden siyah bir sayfa seçmiyoruz peki? O çok mu kötü? Siyah karanlık, kirli, korkunç ve acımasız mı? Siyahın geçmişi de kötü bizlerde. O temiz değil, kirli. Umut vaat etmiyor belki...
Beyaz kadar yüce değil belki.
Kaçmak istiyoruz bence. Bütün hayatımızdan, geçmişimizden... Kaçmak, beyazı seçmek ve unutmak...
Öyle tanınmak istemiyoruz, bilmesinler, görmesinler, duymasınlar istiyoruz. O ben saklı kalsın, karanlığa gömülsün ve kimse bilmesin. Kaçmak istiyoruz sadece. Yeni insanlar, yeni bir hayat cazip geliyor. Kabullenmek istemiyor ve o beyaz sayfa parlak bir ışıkla geliyor önümüze. Ve biz ne yapıyoruz? Hemen ona sarılıyoruz. İşte bir umut.

Beyaz bir sayfa istemem ben. Cazip gelmediğinden ya da istemediğimden değil. Kaçmak istemediğimden de değil. Yani neden siyah olmasın? Karanlık o kadar mı kötü? Bütün hatalarını bilerek ve ders alarak devam etmek o kadar kötü değil bence. Çünkü geçmiş sayesinde bu haldeyiz. İyi ya da kötü... Hani çevremiz hep der ya hatalarınızdan ders alın diye. Ders alsak ya da almasak bile geçmişimiz bize ait. Yani seni sen yapan o, şu anda bu durumda olmamız yaşadıklarımızdan değil mi? Yaşadığımız ve yaptığımız her şeyin sorumluluğu bizdeyken arkamızı dönmek niye?

Kabullenmek ya da kaçmak arasında seçim yapsak en kolayı kaçmak olurdu. Sorumluluklar olmadan falan. Kolayca, hiçbir zorluk olmadan. Ben olsam ben de kaçardım belki. Aklımdan da geçmiyor değil hani. Yine de kabul edip yola devam etmek daha iyi.
Beyaz sayfa açmak isteyenler, yeniden başlamak isteyenler... Hepsine tamam. Ama geçmişimiz de bizimledir ve bizi biz yapan odur. Belki siyah ve beyaz arasında seçim yapmak istersek gri olmaz mı? Hayır, olmaz. Gri kararsız kalmak gibidir. İlerlememek gibi. O yüzden de her ne sayfa açılırsa açılsın ve rengi ne olursa olsun ilerlemek ve kabul etmek gerekir. Ki zaten ne kadar kaçsak da eninde sonunda kabul ederiz.
Geçmişimiz ve geleceğimiz... Özümüz neyse oyuz.

Kitap Adı: Ve Aşk...
Yazar: Onur Erol
Yayınevi: Sepya Yayınları
Sayfa Sayısı: 100

Sepya Kitaplar'ın ilk şiir kitabı Ve Aşk...
Onur Erol'un kaleminden aşk asılan her dize kalbinizin ipini gerecek!

Kalemine sağlık çok güzel yazmışsın, Ağıt Olsak Aşk'a, Uykudan Önce ve birkaç tane daha var beğendiğim ikinci kitabını da sabırsızlıkla bekliyorum. Sevgiler
Hande ATAİZİ

İlklerdir hiç unutulmayan, dünü anımsatan, bizi yarınlara aktaran... Bazen can acısıyla, bazen de canlandırışıyla seni en sıkı tutundurandır bu hızlı akışa, Hele kitaplaşacak kadar da içinde aşk varsa; tüm samimiyetini paylaşıyorsundur hayatla... Şans yolun pürüzsüz ve uzun olsun bu ilkinde VE AŞK" ında... Sevgilerimle,
Işın KARACA



KİTAP YORUMU

Blog'un sahibi sevgili Onur Erol'un yazdığını da biliyorsunuzdur. Tam bir şiir tutkunu olan Onur, Sepya Yayınlarından çıkan ilk şiir kitabı, Ve Aşk'ın yazarı. Onur'un ayrıca iki roman çalışması daha bulunuyor ve ilerde romanını da okumayı umuyoruz.

Gelelim Aşk'a...
Aşk'ı okurken aşka tapan, aşk acısı çeken ve gerekirse aşk için her şeyi yapabilecek biri gibi bir düşünce sarıyor bizi. Her satır tutkulu, her satırda bir aşk var. Acı bir aşk, tutkulu bir aşk, yani her zaman aşk için yaşayan birinin duyguları var. Onur şair yanını kaleme alırken, kitabına verdiği adını hakkıyla yerine getiriyor. Aşık birinin duyguları sarmalıyor sizi. Size çok sevdiğim birkaç dizeyi yazacağım buraya.

Ve Aşk...
...
Kalbimdeki kelebeğin ömrü sana
Bin yıl değil, bir gün olsa
Son bir arzu ile sevişse hani
Öleceğini bile bile
Ve Aşk'tan

Yukarıda kitabın da adını aldığı şiirin son dört dizesi yer alıyor. Bunun gibi birkaç örnek daha vereceğim, en beğendiğim yerlerden :)

Bana Ne
...
U-y-u-şmuyor anladık
Bendeki ruh sana
Senin saçma arzuların
Salak aşklarım benim

Çabası boşa koşma
Topuğu kırık zaten hayatın
Sendeliyor görsene
Geceye ağır makyaj
Fazla geliyor inan

Ve bir tane daha...

Şarabımda Dudakların
...
Beyaz şarap tadında aşk
Bir o kadar yalansız
Bir o kadar saf
Bir o kadar sen oluyorsun
İçimde

Ve diyoruz ki Aşk.. Kırık bir aşk yaşayanlar ve aşk için her şeyi göze alırım ben diyenler bu kitap sizler için. Yakın bir zamanda Onur'un roman çalışmalarını da görmek için sabırsızlanıyorum ben, yakından takip ettiğim için. Bu kadar çok konuda yeteneğe sahip bir Onur'umuz var. Şiir kitabını okumanızı tavsiye ederek gidiyorum ve takipte kalın lütfen! Çünkü #BLOGGERınROMANI çok yakında sizlerle olacak. Sosyal medya hesaplarından roman hakkında bilgilere, alıntılara ulaşabilirsiniz. Bu arada instagram hesabımdan bana ulaşabilirsiniz bağlantı bırakıyorum. Sevgiler!

https://www.instagram.com/elmasbck/
Kadın ve Hayvana Şiddete
“ Dur “ demek
Empati Gözüyle
Sürdürülebilir!

Herkese merhaba, Sevgili arkadaşım Merve 3. İstanbul Tasarım Bienali’nde Empati Gözüyle Sürdürülebilir Yaşam ” adlı koleksiyonu ile adından sıkça bahsettirdi.
Arkadaşım diye söylemiyorum ama çok faydalı işler yapıyor kendisi ve bunu muhakkak sosyal medyadan duymuşunuzdur diye düşünmekteyim.
Evet, kendisi Bir destek Bin Huzur'un kurucusu Hayvansever aktivist ve Tasarımcı Merve Çay ;

Her neyse neler yapmış, neler oluyor?
Tasarımın amacı ne?
Hepsi için altaki bülteni okumanız ve hala vaktiniz olan Bineal için kendinize bir gün seçmenizi öneririm.


Hepinize merhaba,
Bu sabah Dream Akademi de hem sağlıklı mı sağlıklı, yapımı kolay kuru meyveli atıştırmalık barlar yaptık.
Bosch'un Coffeexx Türk kahvesi makinesi ile yapılan kahvelerimizi de afiyetle içtik.

Bu günüm de böyle geçti! 
Video mu beğenseniz de beğenmeseniz de izlediğiniz için teşekkür eder, abone olmayı unutmayın derim. 
Şimdilik bye!





KANALA ABONE OLMAK İÇİN LİNK :
https://www.youtube.com/c/onurollstyleCo?sub_confirmation=1

Herkese iyi akşamlar, bu akşam Kuruçeşme Aşşk Kahve'de Ece Dorsay'ın şarkılarını dinledik. 

Ozan / Şarkıcı Ece, genel olarak caz ve blues tarzında şarkılar söylese de bugün gördüm ki müzik arşivi oldukça geniş! 

Türkçe, Fransızca ve İngilizce  şarkılar söylüyor. Ayrıca kendine ait birsürü bestesi de bulunan Ece'yi dinlemediyseniz muhakkak dinleyin derim.


Nerede dinleyeceğiz derseniz; youtube kanalınvar mesela bunun dışında instagram hesabını da takip ederseniz sahne aldığı yerlere gitme şansınız da olabilir. 


İnstagram adresi : www.instagram.com/ecedorsay 



Hey erkekler size bir haberim var! 

Artık Akmerkez'de sadece erkeklere özel bir alan var.

Burayı şu şekilde düşünebilirsiniz; eşinizle alışverişe çıktınız ve bilirsiniz kadınlar alışveriş yaparken başka bir insana dönüşebiliyorlar! Eh işte tam da bu noktada artık bir çıkış kapınız var.

Akmerkez Kings Club biz erkekler için düşünülmüş herşeye sahip. 

Club'de ister bilardo oynayın, ister kahvenizi yudumlarken televizyon isteyin veya şöyle gazetenizi arkanıza yaslanıp keyifle okuyun. 

Daha bitmedi ve içeride bulunan berber bölümünde traş olun ya da alışveriş yapın.

Nasıl ama? Bence mükemmel! 

Bu arada güzel bir haber club üyeliği ücretsiz! . . 

Bu fotoğrafın hikayesine gelirsek; sevgili Koray yani instagram adıy ile  @keyif_adami_  İşte bu club içinde bizlere yani sadece erkeklere özel olarak viski tadımı yaptırdı. 

Normalde pek Viski içicisi olmama rağmen bugün galiba Bourbon içebileceğime karar verdim. 

Bu arada instagram'da beni takibe almak isterseniz @onurollstyle kullanıcı adım. ✌🏼️

Hepinize mutlu günler. 




Etiler'de yepyeni bir SteakHouse!

Herkese merhaba, instagram hikayemi izleyenler bu hafta içerisinde oradan oraya koşturduğumun farkındadır. 

Bugün akşam yemeğini Akatlar'daki mükemmel lezzeti etleri ve  fiyatı da dışarıdaki bir çok steakhouse restoranına rağmen çok daha uygun olan Elbet SteakHouse 'da aldık. 

Eğer yolunuzu Etiler'e çevirdiyseniz muhakkak buranın etlerinin tadına bakmadan dönmeyin. . 

İyi akşamlar! ✌🏼️😋🍴

Adres: 

Elbet Steak House 

Zeytinoğlu Caddesi Yaren Sokak 

Etiler / İstanbul 





Kitap Adı: Mükemmel Bir Son
Yazar: French Oje
Yayınevi: Okuyan Us Yayınları
Sayfa: 200

Siz hiç bitmek bilmeyen bir ilişki yaşadınız mı?

Ayrılık kararından sonra bile kesilmeyen çağrılar geldi mi telefonunuza? "Özledim" diye başlayan mesajlar? Sürekli onun tarafından oyalandığınızı hissettiğiniz ama bir türlü kopamadığınız birileri oldu mu hayatınızda? Oturup kendinizi sorguladığınız, hatalarınızı bir bir masaya yatırdığınız, geçmişle hesaplaşıp kendinizi değiştirmeyi istediğiniz o tuhaf ilişkilerden biri yaktı mı hiç kalbinizi?

Genç ve başarılı tasarımcı Müge, tam da böyle bir ilişkinin çıkmaz sokağında buluyor kendisini. Bir türlü kopamadığı Volkan'dan uzaklaşıp gerçek aşkı bulma yolculuğuna çıkmak için cesur bir adım atıyor. Tek bir dileği var Müge'nin evrene yolladığı:

"Sadece evlenme teklifi alsam, evlenmesem bile okey'im. Yani sadece bir an olsun böylesine, ömürlük istendiğimi duyayım, yeter…"

Ve ardından evren bu dileği yerine getirmek için derhal harekete geçiyor.

Müge ve silip atamadığı Volkan… Müge ve karşısına ansızın çıkan o kibar yakışıklı: Orbay… Müge ve en güvenilir arkadaşlardan gelen beklenmedik ihanetler… Müge ve kendini değiştirmek için harcadığı onca çaba… Müge ve hep hayalini kurduğu 'mükemmel bir son'…

Bugüne dek Dizüstü Edebiyat serisinden çıkan kitaplarıyla okurları peşinden sürükleyen French Oje, kadınların iç dünyasına dair biriktirdiklerini Mükemmel Bir Son'da samimi bir karakterin dünyasına dönüştürüyor. French Oje, akıcı dili, kendine has üslubu, duygu ve düşünceleri yansıtmadaki içtenlikli tavrıyla günümüzün başarılı roman yazarlarından biri olduğunun sinyallerini veriyor.
(Tanıtım Bülteninden)



KİTAP YORUMU
İlk olarak yazar adına bakalım. Dikkat etmeyince yabancı bir isim sanabiliriz ama biz kadınlar, French Oje adını nerede duysak, A-aaa çok güzel deriz. Yazarın nickini çok beğendiğimi buradan belirterek devam edelim.

Müge'nin iç sesleri çok güzel. En keyif aldığım yerler. Volkan ile olan tanışması, ilişkisi falan. Özellikle o ilk sayfalarda bulunan evlenme teklifi alsam okey'im diyen Müge bir ayrı güzel. Evrene yolladığımız mesajlara dikkat ediyormuşuz yoksa buradaki gibi evren tam takım senin dileğini gerçekleştirmeye kalkacak. Hele ki Yeliz gibi bir arkadaşınız varsa...
Genelde karamsar, hep olumsuz bakan, evren mesajlarında bile müdahale eden, ayık ol kızım tarzı bir arkadaş bence her zaman gerekli. :) Tabii siz de bir süre sonra çok etkilendiğinizi düşünüp, uzak kalma ihtiyacı hissedebilirsiniz.

Müge ve terapistin konuşmaları artı eski arkadaşlarına benden neden ayrıldın soruşturmaları... Bir kadın olarak Müge'nin neden ben demesi ve sebeplerini araması çok eğlenceli geçiyor. Aslında kadın olarak baktığımızda ilk başta acıyıp, sonra sen haklısın Müge bu ne ilgisizlik diyerek ona hak vererek buluruz kendimizi. Bir de şu büyük değişim ve farklı davranma kurallarına bakarsak, yeri ve zamanı geldiğinde ve ihtiyacımız olduğunda değişimin ne kadar gerekli olduğunu görürüz. Belki siz de ömür boyu istenecek kadın durumunda bulursunuz kendinizi. Başarılı bir değişim bence. Kadın her zaman ilgi ister beyler. Müge gibi sert, plancı görünse de onun gibi kadınlar da ilgi ister. Kadın sonuçta lütfen .. :)

Ve Nil... Tam bir hayal kırıklığı. Tamam Müge de Orbay ile konuştu, söylemedi falan ama birlikte değillerdi üstelik bir ilişkide yoktu. Ayrıca kime niyet kime kısmet durumu bu. Sağ olsun Hakan araya girip sorun tamamen çözülse de, Nil bu! Hepimizi kanser ediyor. Kim derdi Volkan ve Nil'in beraber olup, evlenmeye bile kalkacaklarını? Tencere kapak demek istiyorum, yüksek müsaadenizle. Çünkü gerçek bu! Sanırım burada ben de Yelizci olup, ikisini sevmeyen arkadaş gibiyim. O ikisi birlikte kalsınlar diyerek gelelim Orbay'a.

Orbay... Sen ne tatlısın öyle. Tanışma, konuşma bahaneni yerim senin! Çanta siparişi harika, Nil'in önünde samimiyet on puan:) Ayrıca piknik planları yapan erkek? Tamam seni müzeye kaldırma kararı alıyoruz biz kadınlar. Sonuçta arada sırada denk gelen erkek tipi. Tatlı yakınlaşmalar, flörtler, eski nişanlı derken, tabii bizim Müge durur mu? Asla! İlla habersiz terk edildim psikolojisine girdi. Neyse ki ucuz yırttık diyelim.
Evren mesajı kabul ediyor veeee al sana bir evlenme teklifi. Mutlu mesut çiftimiz adına sevinip, Mükemmel Bir Son'a doğru giderken Yeliz diyelim biz. Ne kadar da haklı çıktı! Doğru mesajı vermek gerekiyormuş evrene. Çünkü Müge'cim teklifi almakla kaldı. Ne yazık ki Orbay bir kazaya kurban gitti. Şimdi hep beraber üzülelim ama şu var, buradaki takdir yazar için. Sonu beklerken mutlu mesut diyorduk ama çizgiden şaşmadığı için çok takdir ediyorum French'i. Daha az - mükemmel bir son çünkü bu. Okuyunca ah'lar vah'lar ne kadar havada uçsa ve ne kadar üzülseniz de kitabın kapağını kapatınca ben şunu hissettim: Ne kadar da güzeldi! Müge daha azına layık bir kadın değildi elbette ama yazar tam olarak baştan sona romanı o kadar kıvrak bir kalemle anlatıyor ki! Orbay'ın ölmesine üzülürken bir süre sonra kitaba ne kadar da layık bir son diyeceksiniz ve daha çok seveceksiniz. Yani üzülmeyin ve kitabı tamamen kapatmayı bekleyin. Asıl zevk orada olacak çünkü.

Ve sevgili French Oje'nin diğer kitaplarına da bakmanızı öneririm. Bu kadar kıvrak ve zevkli bir kalem kaçmaz! French Oje kalemine sağlık. Keyifli okumalar millet!

Hepinize merhaba, dün yolumu 2011 yılında kaybettiğimiz değerli Victor Ananias'ın tohumlarını 2006 yılında Bodrum'da bir köy kahvesinde atıp, bugüne kadar gelen Türkiye'nin ilk Ekolojik Pazarına çevirdim. 
İstanbul’un göbeğinde Feriköy’de keyifle alışveriş yapabileceğiniz, satın aldığınız ürünün üreticisiyle birebir iletişim kurabileceğiniz, hatta kendisinden yemek tarifi alabileceğiniz, beraberinizde getirdiğiniz çocuklarınızı oyuncak tezgâhına oyun oynamaya bırakarak gönül rahatlığıyla alışveriş yapabileceğiniz, alışverişinizi yaptıktan sonra dinlenmek için çay ocağında mis gibi organik çay içip, organik gözleme yiyebileceğiniz ve en önemlisi pazardan aldığınız her ürünün %100 ekolojik ve sertifikalı olduğundan emin olabileceğiniz bir pazar burası. 
Her cumartesi saat 07:00 ile 17:00 arasında açık olan pazara birşey almasanız bile birbirinden değerli insanlarla sohbet etmek için bile uğrayabilirsiniz. 

Adresi altta yazıyorum ayrıca Buğday derneğini Facebook'tan muhakkak takip edin derim.
Facebook: https://www.facebook.com/bugdaydernegi
Adres:
Feriköy Organik Pazar Adresi:

Lala Şahin Sk. Feriköy – Şişli

Hazır Tüyap zamanı gelmişken, şuraya imza günlerini bırakalım...

Ve siz kitabı elinize almadan, sayfa tasarımı hakkında spoi verelim. Çok güzel görünüyor değil mi?

Tüyap'a gidecekler için bol keyifli zamanlar dilerim. Jennifer Royce ve diğer yazarlar ile birlikte bol imzalar. Herkese sevgiler!

"...Çingenelere göre, Nivašiler kendilerini gün ışığında görene şans, ay ışığında görene ise felaket getirirler.”
Jael efsaneyi anlatmayı bitirdikten sonra genç adamın omzuna vurarak yanından uzaklaştı. Falcon ise dinlediği efsaneyi ve cebinde duran kırmızı ayakkabıları düşünüyordu.
Jael’in söylediğine göre başına ömür boyu sürecek bir bela almış olabilirdi. Kendi kendine gülerek efsaneler hakkında düşündüklerini hatırladı.
“Efsaneler, gerçek olmayan peri masallarıdır.”

********************************************************************************

Efsaneler ne kadar gerçektir? Gerçeklik payı var mıdır? Sadece bir masal mıdır? Yoksa çocuklar korksun diye anlatılan korku hikayelerimi?
Efsanelere inanır mısınız?
Sizi bilmem ama bence her efsanede bir gerçeklik payı vardır. Kimisi çok kelime kalabalığı, kimisi olduğu gibidir.
Ya masallara inanır mısınız? Peri masallarına, mutlu sonlara, beyaz atlı prens ya da kötü kalpli şövalyeye?
Bir Çingene Efsanesi hakkında hiçbir şey duydunuz mu peki? Çingenelerin Efsaneleri? Yukarıda kitaptan paylaşılan alıntıya göre, ya şansınız ya felaketiniz olabilirler sanki?

Yazar bize güzel bir efsaneden doğan, enfes bir roman sunuyor. Kalemine sağlık o halde!


******************************************************************************
“Efendim, Düşes'i tutukladılar!”
“Ne dedin sen?”
Hutchinson gerginlikle yutkundu, “Hanımefendi tutuklandı, Ekselansları,” diyerek papağan gibi söylediğini tekrarladı.
Falcon merdivenden hızlı hareketlerle inerken, “Nasıl tutuklanır? Ne oldu?” soruları peş peşe dilinden dökülüyor, kızın zarar gördüğü düşüncesi içini kemiriyordu.

Hutchinson efendisinin peşinden koştururken bir yandan da durumu açıklıyordu.
“Kendileri dışarı çıkmıştı, efendim. Sadece arabayla şehri dolaşmak istemişti. Çevreyi izlerken arabaların yolu tıkadığı caddede durmak zorunda kaldık. İleride olan bir olay nedeniyle yol tıkanmıştı. Hanımım merakla arabadan indi. Küçük bir çocuğun fırından ekmek çaldığını gören fırıncı, zavallıyı döverken hanımım daha fazla dayanamadı ve şey... Efendim, şemsiyesiyle adama vurmaya başladı. Fırıncının kafası kanlar içinde kaldı, çocuk kaçtı, gelen muhafızlar da Düşes'i tutukladı. Çünkü fırıncı şikâyetçi olmuştu.”

Falcon aniden durarak adamın sırtına çarpmasına neden oldu. Geriye doğru döndüğünde gözlerinde duyduklarına inanamayan bir ifade vardı.
“Yani Düşes, yolun ortasında şemsiyeyle bir adamı mı dövdü?”
Hutchinson gülmeye hazırlanan dudaklarını son anda engelleyerek başını sallarken, gözlerindeki memnuniyet pırıltısını saklamak için bakışlarını yere çevirdi.

************************************************************************

Bakın siz bu Düşes'e! Artık İngiliz Sosyete'sinin havasından mı, suyundan mı bilinmez, Lordlar ve Leydiler birbirlerinden çekiyor. O zamanın da eğlencesi bu olsa gerek diye düşünmeden geçemedim. Onların zamanında yaşasaydık acaba biz ne yapardık, düşündük mü? Hadi bir düşünelim!

Falcon ne kadar sabırlı acaba? Sevgili Düşes şemsiye ile birini dövünce ne yaptı? Çingene leydi olaylara sakin kalamıyor gibi gözüküyor. Üstteki görsel de ise çiftin tutkulu çekişmelerine şahit oluyoruz. Görsel için sevgili Arzu Katsel'e ayrıca teşekkürler. Görsellerini kullanmamıza müsaade ettiği için.

Ve güzel bir haber daha! İntikamla Gelen ön siparişte! Bunu kaçırmayın.



Serbest Yayın Zamanı!
Biliyorsunuz yakında 35. İstanbul Tüyap Kitap Fuarı başlayacak. Fuarlarda birçok yazar okurlarıyla buluşmanın heyecanını yaşayacak. Ve okurlar sıraya girip imza almanın, tanışmanın sevincini. Hiç gittiniz mi bilmiyorum ama gitmenizi, vakit ayırmanızı öneririm. Bir sürü kitap tutkunları ile aynı amaçla bir yerde toplanmak gibisi yoktur bence.


Herkese merhaba!

Bildiğiniz üzere sadece kitap tanıtımı yapılıyordu. Ama artık yenilik getirmenin zamanı geldi. Sevgili Onur'un da onayı ile yeni etkinlikler yapmaya karar verdim. Umarım keyif alıyorsunuzdur.



BLOG PROGRAMI


KİTAP TANITIM

HAFTANIN YAZARI

HAFTANIN KİTABI

SERBEST YAYIN

ROMANDAN FİLME

Üstte belirtilen başlıklar adı altında tanıtımlar ve etkinlikler yapılacaktır. Keyifle okumanız dileği ile!

Kitap: Ruhumdaki Canavar
Yazar: J.M. DARHOWER
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Sayfa:480



Ben iyi bir adam değilim. Değilim işte. Biliyorum. İçimde, dünyada en ufak ışık zerresi bile bırakmayacak kadar karanlık var. Ama zarar veremeyeceğim biri var, söndürmeye cesaret edemediğim tek bir ışık… Karissa. Benim bir canavar olduğumu düşünüyor ve belki de öyleyim. Onu her dokunuşumla ürkütüyor, ruhuna işkence ediyorum. Ama ben tek değilim. Dünya canavarlarla dolu ve en tehlikelileri ben değilim. Onların yanına bile yaklaşmıyorum. Tanrı bana yardım etsin ki onu seviyorum. Seviyorum işte. Ve Tanrı, onu benden almaya çalışan herkese de yardım etsin.


KİTAP YORUMU

Bu sefer kitap İgnazio Vitale anlatımı ile işlenmiş. Olayların devamını onun bakış açısı ve anlatımıyla okurken, kendinizi ikisi arasında bir çıkmazda hissedeceksiniz. Çünkü Karissa sevdiği adamın ailesini öldürmeye yemin ettiğini öğrenmiştir. Üstelik hiç tanımadığı babasını da bir önce ki kitapta öldürmüştü. Yalnız bütün bunlar ne Vitale'ye aşık olduğu gerçeğini ne de ondan nefret ettiği gerçeğini değiştirmiyor. Ne muazzam bir ikili!

Ancak Naz ile eninde sonunda evleneceğinin de farkındadır. Sonunda onun karısı olacaktır. Aynı evde kalmaya devam etseler bile aralarında çok kalın duvarlar vardır. Karissa en son onu kaybetme korkusunu hissedince çözülür ve ona yaklaşmaya başlar, kalbiyle. Her şeye rağmen onunla yeniden devam etmeye başlar. Beraber tatile bile çıkarlar. Naz'ın polisle imtihanı devam ederken, bir karar vermesi gerekecektir. Ray mi? Karissa mı? Karıssa onun tek istisnasıdır ve onu kaybetmeye hiç niyeti yoktur.

Bu kitaba gelirsek ilk kitapta ne kadar güzel bir aşk olsa da ikinci kitapta yalın ve katışıksız bir aşk okuyacağız. Karissa ve Vitale için çok zor zamanlar olsa da, uzaklaşsalar ve hatta gitseler de, birbirlerinden başka kimseleri yoktur. Karissa onun ailesiyle de tanışır. Ray onu öldürmeye çalışınca da durumla baş eder ama Vitale olmadan baş etmek? İşte o büyük bir sorun. Kitabın sonunda sade, kimse olmadan yapılan bir nikah bizi bekliyor. Sonunda o çok istediğimiz evlilik gerçekleşecek elbette. Son derece favorim olan, en sevdiğim kötü adam romanı. Keyifli okumalar :)

Bucks, lace up, ankle, cut out… 

Bütün bu kelimeler size yabancı geliyorsa ayakkabı tutkunlarının buluşma noktası Mecrea’nın hazırladığı ayakkabı sözlüğüne göz atmalısınız.


Kitap: Gözlerindeki Canavar
Yazar: J.M. Darhower
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Sayfa: 448


Kırmızı Başlıklı Kız, Koca Kötü Kurt'a âşık olursa… Ignazio Vitale iyi bir adam değildi. Onu ilk gördüğümde tehlikeyi sezmiştim. Karanlık ve öldürücü… Büyüleyici ve ürkütücü... İstediğim her şey ve ihtiyacım olan son şey... Saplantı…


Beni ağına düşürmesi, yatağa atması ve hayatına dahil etmesi çok uzun sürmedi. Onun sırları vardı, hayal bile edemeyeceğim sırlar… Gözlerindeki karanlık, ürkütücü ve heyecan vericiydi. O, yakışıklı prens maskesi ardına gizlenmiş bir canavardı ve maskesini çıkardığında her şey değişmişti. Ondan nefret etmek istiyordum. Bazen ediyordum da... Ama bu onu sevmeme engel olmuyordu.



KİTAP YORUMU

En sevdiğimiz kötü adam... İgnazio Vitale... Masaldaki yakışıklı prens kesinlikle kötü adam. O iyi biri değil ve Karissa ona aşık olmuş durumda.
Eğer bir gün hayatınızdaki en iyi ve çılgın aşkı yaşasaydınız ve bu Cindirella masalı gibi olsaydı? Yakışıklı prens sizin ayaklarınızı yerden kesseydi? Asıl gerçek ise kötü bir adama aşık olduğunuzu bile bile geri adım atamamanız ise? Ve bu rüyadan uyanmak istememeniz ne kadar yanlış olabilir ki?

Karissa, İgnazio'nun kötü bir adam olduğunu biliyordu. Ona sırılsıklam aşık olması kaçınılmazdı. Onun hayatına girdikçe bir gerçek kaçınılmazdı. Yakışıklı kötü prens kesinlikle oydu ve Karissa ona aşıktı. Aşık olmaması gerekirdi belki...

Herkes kötü adamları sever, her genç kız, her kadın... Herkes hayatında hani şu romanlardaki gibi kötü bir adamla aşk yaşamak ister. En karanlık tutkular belki, en tehlikeli heyecanlar, böyle kötü bir adamın tüm dünyası olma düşüncesi belki cezbeder. Yani herkesin bir kötü adam merakı, isteği vardır. Ama İgnazio Vitale... En sevdiğimiz kötü adam olacak. Neden mi? Çünkü o en iyisi!

Karissa ve Vitale arasında başlayan ilişki bir intikamdan başka bir şey değil. Vitale intikam istiyor ama aşık olmak kesinlikle aklına bile gelmezdi. Şimdiyse öldürmek için yemin ettiği insanların kızına aşık olmuş durumda. Karissa, İgnazio Vitale'nin istisnası. Hatta onun karısı olacak kadar bir istisna. Ve gerçekleri öğrendiğinde, bütün geleceğinde Vitale'yi isterken, aşk ve nefret arasındaki o ince çizgi onun yolu olacak. Onu o kadar çok severken, bir o kadar da nefret edecek. Neler mi olacak? Okuyup görmeye ne dersiniz? ;)

Kitap: Parfümün Dansı
Yazar: Tom Robbins
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Sayfa:432



"Oyunculuk uçarılık değil, bilgeliktir" diyerek çılgınlık derecesinde "oyuncul" romanlar yazan Tom Robbins, bu romanda hayatımızı var eden en temel kavramlar hakkında düşünmeye ve insanın doğayla ilişkisinin kopma sürecinin anlatıldığı düşsel/tarihsel bir yolculuğa çağırıyor bizi. Batı'dan Doğu'ya, oradan da Yeni Dünya'ya uzanan, ölümsüzlüğü kovalayan ve yüzyıllar süren bir yolculuktur bu. Batı, acı çekmeyi seven, mantığa, bireyciliğe ve üretime tapınanların diyarıdır. Doğu, aşka, boş zamana, münzeviliğe, bilinmezliğe hayatında yer veren insanların yaşadığı su ve parfüm diyarıdır. Yeni Dünya'da ise sadece "başarı" ve hırs vardır.


Yolculuğun en ilginç kişisi ise keçi ayaklı, zevk ve bereket tanrısı Pan'dır. Pan, insanların duyguları ile düşünceleri arasına duvar çekmeleri; yaşamak yerine, cennete kabul edilmek ve doğayı tahakküm altına almak için çalışmaları; dans, müzik ve aşkla ilgilenmek yerine, doğru ve yanlışla uğraşan Aristo, İsa ve Descartes'a inanmaları ile gücünü yitiren bir tanrıdır. Aynı zamanda Bay Mantıksız, Bay İçgüdü, Bay Hayvani Sır, Bay Çingene, Bay Koku, Bay Aydedeye Havlayan, Bay Şaşırtıp Kaçan, Bay Mastürbasyon, Bay İnatçı Güç, Bay Küstahlık, Bay Doğa En İyisini Bilir...dir. Pan'ın en yakın arkadaşları ise, "insanın kalbiyle yaşamasını" savunan kendi kendinin kralı Alobar ve Kama-Sutra'yı bütün incelikleriyle bilen koku bilgesi Kudra'dır.


Bugün Pan'ın, Alobar'ın ve Kudra'nın izleyicileri günahlarından pişman olmayan günahkârlar, inançsızlar, şehvetli kadınlar, müzisyenler, âşıklar, asiler, şairler ve delilerdir. Bu kitapta hayatlarını bir "deney" olarak yaşayanlar anlatılmaz. Onların okumalarına da gerek yoktur!..



KİTAP YORUMU

Öncelikle bana bu kitabı okumam için veren Filiz ve Kerem Al çiftine teşekkür etmeliyim. Kesinlikle dikkatimi çekecek kitaplar vermekte çok başarılılar.


Kitabın tanıtımını okuyunca bu kesinlikle benim bildiğim Pan olamaz dedim. Mitolojiye ilgisi olan ben için Pan okumaya değer ve sevilecek bir tanrı. üstelik tanıtım onu okumam için çağırıyordu. Özellikle o son cümleler... Bu kitapta hayatlarını bir "deney" olarak yaşayanlar anlatılmaz. Onların okumalarına da gerek yoktur!.. bu cümle kesinlikle son noktaydı! Kesinlikle farklı kurgu ve tarz okumak isteyenler için Tom Robbins ilham verici, çılgınlık seviyesinde ve kesinlikle pejmürde romanlar yazıyor.


Kitabın girişini okuyunca bir an duraksadım. Pancar'ı anlatıyordu. Neden Pancar dedim? O kadar meyve varken neden o? Kitabı okurken aslında pancarın çok önemli olduğunu, Pan'ın o keçimsi kokusunu bastıracak parfümün en temel noktasının pancar poleni olduğunu okuduğunuzda bir kahkaha atın. Bu kitap kahkaha atmayı hak ediyor. Tabii sadece Pan değil, eskiden kral olan Alobar'ın memleketinin en meşhur yemeği de pancar. Ve günümüz de mükemmel parfüm yapmaya çalışan birkaç kişinin kapısına bırakılan pancarlarda cabası. Her yerde pancar var ve pancar artık sizin için de önemli olacak gibi.


Kral Alobar'ın ülkesinde bir kral yaşlanma belirtileri gösterdiğinde, en gözde karısı tarafından zehirli yumurta yemeyi kabul eder ve hayatına kurallar ve adetler gereği son vermeyi kabul eder. Yalnız Alobar kuralların ve ölümün onu yöneltmesini istemez, ölecekse eğer sadece beyaz bir saç kılı yüzünden olmasını istemez ve ölümden kaçmaya karar verir. En sevdiği karısı güzel ve zeki Wren ile plan yaparlar. Herkes onun öldüğünü sanırken, Wren onun mezardan çıkmasına yardım eder ve Alobar artık özgür ve herkes tarafından ölü bilinen bir kraldır. Tabi gecenin bir yarısında saraydan kovulan genç karısı Flor ile yollarına devam ederler. Çok uzun bir yolculuk onları beklerken çocukları olur. Ülkenin birinde Fasulye Kralı olan Alobar yine hayatta kalmak için yola çıkar. Bir sürü macera yaşar ve bu sefer tek başına yol alır. Bu sefer ölümsüzlüğü aramaya başlar.
Pan ise yayılan Hristiyanlık yüzünden gittikçe gücünü kaybetmeye başlar. Zevk ve bereket tanrısı Pan, tıpkı diğer tanrıların da olduğu gibi insanlar onu inandıkça var olmaktadır ama ne yazık ki başka bir inanış onun yok olmasına sebep olacaktır.

Alobar ve Pan karşılaştıktan sonra arkadaş olmaya başlarlar ama Alobar'ın ölümsüzlük arayışı bitmez. Genç bir kızken Kudra ile tanışır ve ona ölümsüzlüğü aradığını söyler. Kudra'yı arkasında bırakırken yıllar sonra tekrar karşılaşacaklarını ve ölümsüzlükte birbirlerine eş olacaklarını asla bilemez.


Ben daha fazla ayrıntı vermeden bitirelim. Alobar'ın bin yıllık süren yaşamı, Kudra'nın yaşlanmayı başlatıp tekrar durdurması, maddesel olarak çözülüp dünyalar arasında kalması. Pan'a yardım etmeye çalışmaları onun kokusu için parfüm bulmaya çalışmaları ile mükemmel bir pejmürde hikaye. Ölümsüzlüğün inanç, dans arınma ve daha birkaç detayı ile elde eden iki çift ve onların yüzyıllar süren hayatlarını konu olan hikaye. Ve kesinlikle Pan! Yaramaz Tanrı! Bu pejmurde hikayeyi keyifle okuyun.


Kitap Adı: Esir Yürek
Yazar: Jennifer Royce
Yayınevi: Mortena
Sayfa Sayısı: 488


Aynı kadere mahkum olmaları bir tesadüf müydü?

Fahid, korsan gemilerinde köle olarak büyümüştür.Yaşadığı hayatın zorlukları genç adamı katı ve duygusuz birine çevirirken, aynı zamanda hayatta kalmayı da öğretmiştir. Fakat köle olarak satıldığı ailenin küçük kızı Ayrin ile tanıştığında, unuttuğu tüm duygular yüreğinin derinliklerinden yüzeye çıkar.

Ta ki küçük kız kaçırılıp, kayıplara karışana kadar…

Ailesinden koparılıp, bir paşanın konağında cariye olmaya mahkûm edilen Ayrin, geçen yıllarda ne ailesinden ne de onu korumaya yemin etmiş altın gözlü devden tek bir haber almamıştır.Kaderini kabullenip, geleceğe dair tüm umutlarını yitirdiğini düşündüğü sırada, umut bir ışık gibi yeniden doğar. Genç kızın yıllar süren esaretinden sonra; Fahid, söz verdiği gibi onu bulmuştur.

Ta ki yaşamlarını şekillendiren taşlar yerlerinden oynayıncaya kadar…

Köle olarak korsan gemilerinde büyümüş sıra dışı genç bir adam, Aristokrat bir aileye mensupken, haydutlar tarafından kaçırılıp paşanın konağına cariye olarak satılan bir leydi…

Ve Mısır çöllerinde başlayıp, İngiltere'ye uzanan eşsiz bir aşk hikâyesi...


KİTAP YORUMU


Jennifer Royce bizi farklı diyarlara götürüp, tadını damağımızda bırakacak romanlar yazmaya devam ediyor. Hayal gücümüze enfes gelecek bir roman daha...


Fahid, ailesinin katledilmesinden sonra yıllarca korsan gemilerinde köle olarak yaşamak zorunda kalmıştır. Yetişkin bir adam olduğunda ise, bu sefer de Mısır da köle tüccarlarının elinde bir Lorda satılmıştır. Unuttuğu bütün duygular Lordun küçük kızı Ayrin ile yeniden ortaya çıkar.

Olaylar Ayrin'in kaçırılıp Osmanlı sarayında köle olmasıyla ve Fahid'in onu bulmak için çabalamasıyla devam eder. Mısır diyarlarında geçen bu köle hayatlarından en son kurtulduklarında, ikisi de İngiltere de Aristokrat hayatlarına dönerler ama sorunlar ve yaşadıkları kötü anılar peşlerini bırakmaz. Alınacak intikamlar, ortaya çıkacak, itiraf edilecek bir aşk vardır. Ve tabi Fahid'in korsan avlayan bir korsan mürettebatının olması ayrı bir heyecan ve telaş getiriyor.

İki diyarı birbirine bağlayan bir aşk hikayesi... Hem köle hem aristokrat olarak yaşamış iki insan... Geçmişin anıları onlarla iken gelecek yeterince güvende mi? Aşk ne kadar cesur olmak zorunda? Keyifli okumalar :)

Okuma yazmayı öğrenmeden önce resim yapmaya başladığımı hatırlıyorum.
Defterlerim, kitaplarım boş kalan arka sayfalar dahil, bulduğum tüm boşluklara karalıyordum. 
Sadece çizmek değildi benim ki tamamen keyif aldığım, ruh halimi yansıttığım ve kendimi ifade edip güvendiğim tek becerim. 
Özellikle snapchat kullanmaya başladığım dönemde gereksiz konuşmak ve kendimi kelimelerle ifade etmek bana saçma geliyordu ve bunun yerine orada karalamakla başlayan ifade etme serüvenim de başlamış oldu! 
Günden güne kendimi daha da geliştirdim. 
Dönüp bakınca snapchat sergisi bile yapmışım. 
Ben hala çizmeye devam ediyorum, 24 saatlik çizimler belki saçma gelebilir ama hepsi benim hikayem ve her çizim bir gözyaşı bir sevinç ve bir çığlık barındırıyor içinde! 
Bu yüzden biraz daha uzun vadeli olsun istedim. 
Artık hem snapchat hem de İnstagram hikaye çizimlerimi bir sayfada toplama kararı aldım. 
Takip etmek veya her bir hikayenin içinde kaybolmak isterseniz sizi @onurollstyle_art'a alayım. 
Sevgiyle ve sanatla kalın.


farkındalık

Hayat kalbe aittir.
Hayat sadece kalbin içinden yeşerir.
Sevginin yeşerdiği, hayatın yeşerdiği, ruhun yeşerdiği toprak kalbe aittir.
Güzel olan her şey, gerçekten değerli olan her şey, anlamlı, önemli olan her şey kalpten gelir.
- Osho 
aşşk kahve
Hepinize merhaba, 
Malum kış geldi çattı! Havalar iyiden iyiye soğumaya başladığı bu günlerde sıcacık tutacak çorbaya isteğimiz artıyor. 
Bugünkü beslenme alışkanlığımız ister istemez çorbalarımızın tadını ve tuzunu da değiştirdi. Her geçen gün faydalarını öğrendiğimiz baharat veya sebzeleri çorbalarımıza ekler olduk.
Özellikle benim son dönemde çorbalarıma eklediğim Kinoa'nın faydalarını saysam da bitmez. Ayrıca her çorbaya muhakkak taze zencefil, kişniş, biraz zerdeçal eklemeyi de asla ihmal etmeyin derim. 
Her gün yapacağınız çorbalarınızı daha da sağlıklı kılmak için muhakkak içerisine sağlıklı birkaç şey eklemeyi ihmal etmeyin der ve çorbanın tarihteki yeri, Türk mutfağında çorba hakkında bir kaç bilgi paylaşmak isterim.

fashion week takvimi

Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul İlkbahar/Yaz 2017 sezonu 11-15 Ekim 2016 tarihleri arasında Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde gerçekleşecek. 
Moda dünyasının tüm önemli aktörleri tarafından heyecanla beklenen etkinlik için global ölçekte moda endüstrisinin oyuncuları İstanbul’a gelerek defile ve sunumlara katılacak, trendleri takip edecek ve satın alma seçeneklerini değerlendirecekler.

Tchibo, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü'nü, Tchibo.com.tr adresinde satışa sunduğu "Minik Dostlarımızı Seviyoruz" özel koleksiyonuyla kutluyor. Sevimli dostlarımızın her türlü ihtiyacının düşünüldüğü "Minik Dostlarımızı Seviyoruz" temalı ürünler, 3 Ekim'den itibaren Tchibo.com.tr'de ve 444 28 26 numaralı telefonla sipariş hattında takipçileriyle buluşuyor. 19 Ekim tarihinden itibaren tüm Tchibo mağazalarında satışa sunulacak olan ürünlerle Tchibo, tüm hayvanseverleri Dünya Hayvanları Koruma Günü'nü kutlamaya davet ediyor.
Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

INSTAGRAM'DA BENİ TAKİP ET

Bu gönderiyi Instagram'da gör

Onur Erol (@onurollstyle)'in paylaştığı bir gönderi (12 Haz, 2020, 1:38ös PDT)

onur erol

Erkek Moda ve Lifestyle Blogger, mutfakta harikalar yaratırım, yazarım, çizerim ve resim yaparım,

YOUTUBE KANALIMA ABONE OL

TRANSLATE

Arşive Gözat

  • ►  2022 (1)
    • ►  Şubat (1)
  • ►  2019 (5)
    • ►  Mayıs (1)
    • ►  Mart (1)
    • ►  Şubat (3)
  • ►  2018 (6)
    • ►  Kasım (1)
    • ►  Ağustos (1)
    • ►  Haziran (1)
    • ►  Nisan (1)
    • ►  Mart (2)
  • ►  2017 (15)
    • ►  Ekim (1)
    • ►  Ağustos (1)
    • ►  Temmuz (1)
    • ►  Mayıs (3)
    • ►  Nisan (2)
    • ►  Mart (2)
    • ►  Şubat (1)
    • ►  Ocak (4)
  • ▼  2016 (52)
    • ▼  Aralık (9)
      • ROMANDAN FILM UYARLAMASINA! FIFTY SHADES OF G...
      • Kolay Pizza Nasıl Yapılır?
      • BEŞAMEL SOSLU KIYMALI MANTI MAKARNA (CONCHIGLIONI)
      • AĞAÇKAKAN - TOM ROBBINS
      • YOLO Dünyası için Geri Sayım Başladı!
      • Kimliksiz - Selvi ATICI
      • Beyaz Sayfa Polemıgı 1
      • VE ASK - ONUR EROL [ SÜRPRIZ!]
      • Kadın ve Hayvana Şiddete “ Dur “ demek Empati Gö...
    • ►  Kasım (13)
      • Kuru Meyveli Sağlıklı Atıştırmalık Bar Yapımı
      • Ozan / Şarkıcı Ece Dorsay
      • Akmerkez'de sadece erkeklere özel club
      • Etiler'de yepyeni bir SteakHouse!
      • MÜKEMMEL BIR SON - FRENCH OJE
      • %100 ekolojik pazar
      • SERBEST YAYIN! (JENNIFER ROYCE - INTIKAMLA GELEN -...
      • SERBEST YAYIN! (JENNIFER ROYCE - INTIKAMLA GELEN)
      • SERBEST YAYIN! (JENNIFER ROYCE - INTIKAMLA GELEN)
      • SERBEST YAYIN! (JENNIFER ROYCE - INTIKAMLA GELEN)
      • BLOG PROGRAMI
      • RUHUMDAKI CANAVAR - J. M. DARHOWER
      • Ayakkabınızın adını biliyor musunuz?
    • ►  Ekim (11)
      • GÖZLERINDEKI CANAVAR - J. M. DARHOWER
      • PARFÜMÜN DANSI - TOM ROBBINS
      • ESIR YÜREK - JENNIFER ROYCE
      • snapchat ve instagram'da çizilen resimler
      • insan olmak üzerine...
      • Kış günlerinin vazgeçilmezi çorbalar!
      • MERCEDES-BENZ FASHION WEEK ISTANBUL RESMİ TAKVİMİN...
      • Dünya Hayvanları Koruma Günü’ne Özel Koleksiyon!
    • ►  Ağustos (1)
    • ►  Haziran (3)
    • ►  Mayıs (5)
    • ►  Nisan (1)
    • ►  Mart (2)
    • ►  Şubat (3)
    • ►  Ocak (4)
  • ►  2015 (28)
    • ►  Aralık (6)
    • ►  Kasım (3)
    • ►  Ağustos (1)
    • ►  Temmuz (1)
    • ►  Haziran (4)
    • ►  Mayıs (3)
    • ►  Nisan (2)
    • ►  Mart (3)
    • ►  Şubat (4)
    • ►  Ocak (1)
  • ►  2014 (31)
    • ►  Aralık (1)
    • ►  Kasım (2)
    • ►  Ekim (2)
    • ►  Eylül (1)
    • ►  Ağustos (3)
    • ►  Temmuz (1)
    • ►  Haziran (3)
    • ►  Nisan (10)
    • ►  Şubat (4)
    • ►  Ocak (4)
  • ►  2013 (42)
    • ►  Aralık (5)
    • ►  Kasım (4)
    • ►  Ekim (4)
    • ►  Eylül (28)
    • ►  Mayıs (1)
  • ►  2012 (8)
    • ►  Haziran (2)
    • ►  Nisan (1)
    • ►  Şubat (2)
    • ►  Ocak (3)
  • ►  2011 (2)
    • ►  Aralık (1)
    • ►  Temmuz (1)

Popüler Yayınlar

  • AĞAÇKAKAN - TOM ROBBINS
    Özgün Adı: Still Life With Woodpecker Yazar: Tom Robbins Yayınevi: Ayrıntı Yayınları Sayfa: 256 Çeviri: Fatma Taşkent Tom Robbi...
  • (başlık yok)
    love cooking make Italian foods and I like to write poetry. I have a poetry book also . Name is and love I am interested watercolor, acrilic...
  • Mercedes Benz Fashion Week Defile Takvimi Açıklandı!
     07-12 Ekim tarihleri arasında Kuruçeşme Arena'da gerçekleşecek olan Mercedes Benz Fashion week Ayrıntılı takvim ve katılı...
  • GİTME - SELVİ ATICI // TANITIM & YORUM
    KÜNYE Kitap Adı: GİTME Yazar: SELVİ ATICI Yayınevi: NEMESİS KİTAP Sayfa:496 GİTME // SELVİ ATICI Nefret ve aşk arasındaki mesafe...
  • H&M Lookbook Spring 2014
  • Kanal D'nin Yeni Dizisi Şeref Meselesi ile Pazar Akşamları İple Çekilecek
    Kanal D'nin Yeni Dizisi "Şeref Meselesi" ile Pazar Akşamları İple Çekilecek! Bi' düşünün... Bütün bir hafta boyunc...
  • Ot Festivali Tarabya'ya geldi!
    Herkese merhaba, bugün iş çıkışı yine yürüyüşe kaptırdım kendimi ve İstinye'den Tarabya'ya doğru yürüdüm.  Bu kısa yürüyüş ar...
  • NOT: SENI SEVMIYORUM! - VEFA ENVER
    KİTAP ADI: NOT: SENİ SEVMİYORUM! YAZAR: VEFA ENVER YAYINEVİ: ÖNCE KİTAP SAYFA:223 Denize düşen yılana sarılır derler ya, El...
  • Çilekli Milföy Tatlısı - Sevgililer Günü Tatlı Tarifi
    Çilekli milföy tatlısı sevgililer günü için  ne yapsam diye düşünenler için güzel bir hediye! Sevgilinize kendi yapmış olduğun tatlıyı...
  • Doğuş Otomotiv Trafik Hayattır!
    Önemli olan ne kadar hızlı vardığınız değil, nasıl vardığınız...  Trafikte aşırı hız yapmayın! Çünkü Trafik Hayattır!
onurollstyle. Blogger tarafından desteklenmektedir.

FOLLOWERS

SUBSCRIBE & FOLLOW

  • Home
  • Trending
  • _Gadgets
  • _hello
  • contact

Follow Us

  • bloglovin
  • pinterest
  • instagram
  • facebook
  • Instagram

Hello...

Category

"kitap" #akustik #kızlarsahada #kizlarsahada #perrierasskina Perrier Mixolgy #tamkapsamgüvenlik 14 şubat 14 şubat tatlı 2013 2014 ayakkabı 2014 converse 2014 erkek modelleri 2014 shoes 2015 modası 2015 yaz modası 2019 dizileri 23nisan 2bysezlibesli 3. İstanbul Tasarım Bienali 4fashionist 90'lar a vitamini abone ol abone olana hediye Adidas adidas Originals by Jeremy Scott Aéropostale Ağaçkakan ahmet ümit Akademi Saç Terapi akapunktur akçaağaç şurubu AKIN YÜCEL akmerkez club Akmerkez kings club akmerkez spx ALDO ALDO FRIDA ALDO ZORLU Alexa Chung Alexander Wang Wallie egzersiz çantası alim All Day Originals all originals İstanbul Alma Terziç ALOE VERA altınyıldız çekiliş Antrenman yap application APPSTORE Aromaterapi arzu altınanıt asi aslızen aslızen yentur aspendos assk cafe asus aşk aşk kokusu aşk romanları aşksenidevurur aşşk aşşk cafe aşşk kafe aşşk kahve aşşk kahve event aşşk kuruçeşme aşşk nişantaşı atıcı okurları avon avon sosyal sorumluluk aw 2013 aw 2014 AW15 ayakkabı ayakkabı 2014 ayakkabı adları ayakkabı hediye ayakkabı isimleri ayrıntı Ayrıntı yayınları AYTEN ALPÜN BAKIM ÜRÜNÜ Baki Çiftçi balayı Barbaros Büyükakkan barbaros frankie barbaros klip barınak hayvanları Bay Corner bebek cafe bebek kafeler becca fitzpatric bellagio benetton kazak bengü arslan berlin berlin dom berlin emre erdemoglu berlin fashionweek berlin katedral berlin tatili beşamel sos Betwinus beyaz geceler beyaz geceler şarkı beyaz sayfa BIO FEEDBACK – SCIO Big chefs cafe biletix black ıce blam blam oyun Blogger blogger bazaar blogger event blogger event aşşk cafe blogger hediye Bloggerınkitabı bobmarley boğazda salsa boğazda yelkenliler bombacı borcun var borsa Bosch Coffeexx bosphorus cafe Botok deneyimi botox botox denir botox fiyatı botox zararlımı bridgerton brodway bryanboy buğday dergisi buğday derneği bunusenistedin burak özçivit burcu burcu aksoy burcu aksoy resim sergisi Burcu Biricik burcudemet Burrberry bülent ersoy ayakkabı büyük beden Cacharel Cadılar bayramı cadılar bayramı kostümü caleb drake can direkli canes Capitol capitol alışveriş merkezi capitol avm capitol dilek ağacı catwalk caz müzük caz sanatçısı ceket cekilis cekilis var cemil canyakmaz cemiyet hayatı chetik christmast gift Christopher Bailey Chuck Taylor cilt bakımı cilt sağlığı cinayet clique clique turkiye Cocoas Chocolat colin como gezisi italya gezi como gölü converse converse yeni koleksiyon COS COS istanbul COS kıyafet Cos turkey Cosistanbul COSTurkey çağatay ulusoy çekiliş çekiliş burada çekiliş var çekilişvar çilekli milföy pasta çocuk dilekleri ÇOCUK SAĞLIĞI çocukdayapamadımkariyerde çok gezenler kulubü çorba hakkında çorba manileri çorba tarifleri çorba tarihi çorbanın önemi Çuval D'S Damat dakota johnson Damat Tween daniel wellington Daniel wellington discount code dantelli iç çamaşırı darhower decathlon DEEPWAVES deli divane Denisa Dvorakova DENİZ BEGÜM BERDAN deniz berdan DENİZ BERDAN deniz saatçioğlu Dercos Neogenic deryal desa Desa Fashion Designer destan dikiş makinesi dilek ağacı Disaronno disaronno hikayesi disaronno macerası discount diyet diyet cafe diyet mekanlar dizi Dolce & Gabbana domates soslu makarna domates sosu dr. Gönül Ateşsaçan duygu duygu senyürek Duygu Şenyürek dünya yaşlılıar günü Dünyanın en kaliteli kahvesi eat pro diet bebek Ece dorsay ece dorsay müzik ece dorsay sahne edebiyat edirne dilek ağacı egoyu yenmek ekolojik ekolojik pazar EL James elbet steak house elbet steakhouse adres elmas çakar elmasbucak.blogspot empati Gözüyle Sürdürülebilir Yaşam emre erdemoğlu Emre Güven enstalasyon sergi Environ environ deneyimim epsilon Erevos Aether ve Graeme Armour erkek erkek ayakkabı 2014 erkek ayakkabı isimleri ERKEK BAKIMI ERKEK BLOGGER erkek çorabı erkek çorap modası erkek modası erkek saati erkek saç bakımı erkek takım elbise erkek tayfası erkeklere özel club eski çorbalar ESTETİK DOKTORU estetik uzmanı et nerede yenir etiler etçi etiler mekanları etiler steakhouse etkinlik ev yemekleri Event Excuse Me Man ezra tuba ezra tuba defile farkındalık üzerine fashion fashion show fashion week ayrıntılı takvim fashion week defile takvimi fashion week events fashion week katılımcılar fashion week lady gaga Fashion Week parti fashionweek fırın makarna fırın sebze fırsatçı fifty shades film film yorumları fitness FLANNEL GREY SHEARLING COAT WITH WOOL / CASHMERE SWEATER FLANNEL TROUSERS AND SATIN AND LACE SLIP SKIRT WITH PROCESS BLUE SNEAKERS flypegasus Forever New Forum şstanbul Fashion Week french oje FRİDA fuar futbol futbolist FUTURE FIGHT Garmin gece ayakkabısı geleceğe yolculuk gelin genç görünüm genç kalmak için genç kalmak için tavsiye getir getir barınak hayvanları Geyik Koşusu gezen ayaklar gezi gift code gitar gitme giveaway Givenchy Make Up giysi Google Play gossip author Gönül Ateşsaçan görseller gözlerindeki canavar gözlerindekicanavar GÖZYAŞLARIM ŞAHİDİMDİR great otobüs grey GUCCI FALL WINTER 2014 MENSWEAR Gucci 2014 sonbahar kış kolekisyonunu gucci 2019 2020 gucci fashion show gucci mask gucci milan fashion show Gül AĞIŞ GÜL AĞIŞ 2013 gülüş günah prensi günün kitabı güzellik avon HAKAN ÖZTÜRK halloween HANDE HALUK happy hour happy socks happysocks harekete geç Hartford Hartford 2013- 2014 HauteCouture hediye HEDİYE hediye çekilişi hediye kol saati hediyeçekilişi Helena Bonham Carter hırsız hillside hillside boğaz etkinliği hillside spor hillsideworkout hingland hissiz historical historical romance HM hoddie buddie hoodie buddie türkiye how do you make how do you make easy pizza hush hush INANNA AİLE DANIŞMANLIĞI ışılca İftar için çorba tarifi iftar menüsü ignaziovitale igtv igtv nasıl kullanılır ikinci el ikinci el kıyafet İlkbahar/Yaz 2014 İlkbahar/Yaz 2015 imzagünü inci ayakkabı inci deri inci deri sonbahar kış inci erkek ingiliz sosyetesi İngiliz sosyetesi insalata insalata di patata insan olmak instagram instagram hikayeleri instagram stories instagram story drawing İnstagram tv nedir instagram tv videolar instagram ünlüleri instagramda resim çizme instagramda yeni özellik instagramdan yeni özellik igtv instyle türkiye intikamla gelen İntikamla Gelen ipekyol ipekyol sonbahar kış iskoç İspanyol istanbul İstanbul best place istanbul cafeleri istanbul fashion week istanbul fashion week kuruçeşme istanbul fashion week schedule istanbul fashion week takvimi istanbul fotoğraf sergisi istanbul organik pazarlar İstanbul Oryantering istanbul saç bakım merkezi istanbul sağlıklı mekanlar istanbul steak house istanbul tour istanbul tourist info İtalya italya gezisi İtalyan italyan makarna sosu italyan modası italyan yemekleri ithal çorap İTUNES iyi insan olmak izle İZLESENE VİDEO İZLESENE.COM Jamie dornan Jane Birkin jawbone Jennifer Royce jenniferroyce Jeremy Scott jetset jmdarhower Jon Kortajarena julia quinn JulieGarwood kadın ayakkabı isimleri kadın futbol takımı kadın futbolcular kadın futbolu kadın sağlığı kady gaga style kafaya taktı kahvaltı kahvaltı mekanları kale kilit tam güvenlik kalekilit kanalda hediye karissa kartalkaya karyoprakti kaspen kaşmir kazak katedral kayak kayak kıyafeti kayak takımı kayıp şehir romanları kayıp şehir serisi kek tarifi kendi parfümünü yarat kendi yazılarım Kerem Bürsin kış çorbası kış hastalıkları kıvanç tatlıtuğ kız futbol takımı kızlar futbol kızlar sahada kızlar soruyor kinoa faydaları kinoa nasıl pişirilir kinoa nedir kinoa sağlıklı kinoa salatası kinoa salatası nasıl yapılır kişisel gelişim kitap kitap alıntısı kitap aşıkları kitap fuarı kitap köşesi kitap notları kitap okuma kitap okuma tüyoları kitap önerisi kitap severler kitap tanıtım kitap tanıtımı kitap tanıtımları kitap ve kahve kitap yorumları kitap yorumu kitaplar kitaptanıtım kitchen klip kolay çorbalar kolay pankek yapımı kolay pizza tarifi kolay tarifler Kolay yemek tarifleri kombin koridor koridor yayıncılık kostüm Koşu Ayakkabısı KOZMETİK köpek tasması köpekler için su oyuncağı kravat kronik yorgunluk tedavisi kronik yorgunluk teşisi kumaş kumaşlarla dans Küçükçiftlik Park La Déesse la scarpa lacoste LACOSTE 2012 LACOSTE İLBAHAR YAZ LACOSTE LİVE lady gaga Lady Gaga tasarımları Lanvin latin lazanya tarifi lee lee film Leeroy New lemariz lemarizmüjde leopar iç çamaşırı leydi whistledown leydiler bridgerton okuyor leylagibi lombardia londra otobüs londra otobüsü türkiye Lookbook loretta chase Louis Vuitton LR ALOE VERA LRALOE VERA TRAŞ KÖPÜĞÜ LUG VON SIGA Luna Park Queen lyn harris Madam Celine maggiore makarna hamuru tarifi makarna nasıl yapılır makarna sosu makarna tarifi Makas Nişantaşı Makyaj Saati mama yardımı Manolo Blahnik mantarlı risotto tarifi mantı makarna maritsa maritsa.co market marley MARVEL maske masum koza Masum Şeyler MAVERICK SAAT mbfw takvim MBFWİ mbfwi Calendar Mcr Racesetter mekan mekan önerisi mekanlar meltem bicioğlu MELTEM CUMBUL meme kanseri meme kanseri ile mücadele mercedes benz fashion week defile takvimi mercedesbenzfashionweek Meriç Küçük merve çay meyvali bar yapımı milan fashion week 2019 2020 milan fashion week aw 2019 milano Milano 2012 fashion week milano gezisi milano moda haftası Milena Accessories miller harris MİZU MİZU BY DB BERDAN mobicom mobicomtr Mocha Coconut moda Moda Duygusu modahaftası model ayakkabı modern classic monıca mccarty monica mccarty mortena move your lee mutfak mutlu olmak için muzik müjdealbayrak mükemmel bir son müzisyen My Days n11.com nasıl kitap alınır nasıl yapılır NASIL YAPILIR Naturapati ne okusam ne yesek ne yesem neden açım neden şişmanım neden siyah değil nehir erdem nehirerdem nemesis nerede yenir nerede yesek nerede yesem netflix netflix film netflix izle news nicole jordan Nike nişantaşı ayakkabı NİŞANTAŞI ESTETİK nişantaşı parfüm butiği Nivea niyazi erdoğan NLP Nooka notsenisevmiyorum oben budak oku okudum bitti okul çantası okul kıyafetleri okula dönüş okuma köşesi okuyanus olders day onur erol ONUR EROL VİDEO onur ufuk tapan onurollstyle onurollstyle on the way onurollstylekitchen organik pazar organik ürünler Orienteering oryantal moda osho sözleri ot festivali ot menüsü ottoman style outfit OYUN OYUN İNDİR OYUNCAK SEÇİMİ Ozan alçın ozon terapi ödül ödül maması ön sipariş öneri öneriler özel dikim özel smokin özge erkin PAL OYUNCAK Palmers pancake recipe pankek tarifi Papyon parfümündansı Paris paris fashion week parrot parrot flower parrot zik Party patates salatası patato salad pegasus pegasus hava yolları pegasus havayolları pegasus yayınları pembe yazar pembeseri penguin penne arabiata penti 2014 penti çorap penti iç çamaşırı penti leopar pera palas Perrier Event Perrier İstanbul Petra Storrs pizza nasıl yapılır pizza yapımı polar polisiye PRADA PRADA KADIN KOLEKSİYONU PRADA REKLAM PRADA SS 2014 PRADA SS 2014 WOMEN prenses protein bar yapımı psikoloji Puma puma çanta punk etkisi punk modası ramazan menüleri ramazan özel tarif ramazan sofra ramazan sofrası ramazana özel tarif realryder Refleksoloji renk terapisi renkli çorap resim sergisi retail market rewind risotto fungi roberto cavalli roman romance Roswald ruhumdaki canavar S.A. okurları saç bakımı saç dökülmesi SAÇ KESİMİ SAÇ MAKYAJ sağlık Sağlıklı atışyırmalık yapımı sağlıklı cafe sağlıklı tarif sağlıklı zayıflama sahne ayakkabısı sahra salad salad recipes salata tarifi Samsung GALAXY Note II sanaaşıkdeğilim sanat sanat galerisi saronno SCİO DENEYİMİ sebzeli fırın lazanyası selvi atıcı senden önce senden sonra sepya yayınları serapla moda serbest yayın serbest yazı sergi sergiler sevgililer günü sevgililer günü hediyesi sevgililer günü pasta tarifi sevgiline hediye sevgiliye tatlı Shoes style sırtımızdaki hedef signal signal white men siyah buz Skinfit smokin snapchat drawing snapchat hileleri snapchatte resim nasıl çizilir sneackers sock socks sokak hayvanları sokak modası sonbahar hastalıkları sonbahar kış ayakkabı sony music Sorcha O'Raghallaigh sosyal paylaşım sosyal pazar sosyal proje sosyal sorumluluk sosyete ayakkabıcısı Spor ayakkabı spor çanta spor kıyafetleri sporcu mekanlar Spring 2014 sonbahar 2014 spx Starbucks Steakhouse stephanie laurens stres tedavisi sweatshirt hoddie buddie şahmat şair şarkıcı Şiir şişli organik pazar Şükran Ovalı Şükrü Özyıldız takanik takanik balık takipçi Taner Turan tanıtım tanıtım köşesi tanıtımlar tarabya tarabya restoran targetonourbacks tarifler. tarihi kurgu tarryn fısher tasarım ayakkabı tasarımcılar tchibo tchibo hayvanları koruma günü tehlikeli kızıl tekne teknoloji The North Face The Simpsons titanic hotel berlin tomrobbins Tony Bryan trambloin travel trençkot trend Trikoloji tuğba özay tuğçe dadandı TUĞÇE DADANDI turnuva tutku tülin şahin türk mutfağında çorba tüyap ucuz bilet Ufuk Onur Tapan Uğur Uzunel uludağ uomo benetton up uyarlama uzun yol koşuları ünlü ÜNÜN İNCELEMESİ ÜRÜN DENEYİMİ vakko 2014 vakko kış vans vans 2013 vans ayakkabı vans bebek vblog vblogger vefaenver versace Versace Jeans Vesta Event VEVO VICTORINOX vichy Victoria Beckham vintage modası vitale vlog W Collection watches winter 2013 women football womens shoes style yabancı yabancı yayınları yakında çıkacak yakında çıkacaklar yarışma Yasemin Allen yaşlılığa karşı yayınevi yayınevleri yaz yazar yazarlar yelken yarışları yemek yemek tarifi yemek tarifleri yemek tariflerim yeni albüm yeniköy yeşil dev yılbaşı partisi yılbaşı tarifleri yoga yolo yorgunluk hastalık mı yorum yorumlar youtube youtube 2013 youtube blogger youtube hediye çekilişi youtube kanallarına destek YouTube Rewind 2013 youtube yemek blogu youtube yemek tarifleri zamansız zenfone zenfone turkiye zorlu blam Zorlu Center zorlu center psm ZORLU KUAFÖR zorlu psmi Zorlu'da açılacak markalar zucchini lasagna recipe zumba

Instagram

Yeni içerikleri e-postayla alın:
Powered by follow.it

Mobile Logo Settings

Mobile Logo Settings

onurollstyle

About me

a


Janice

"The most important thing is to enjoy your life — to be happy — it’s all that matters.”


Designed by OddThemes | Distributed by Gooyaabi Templates