GİTME - SELVİ ATICI // TANITIM & YORUM


KÜNYE

Kitap Adı: GİTME
Yazar: SELVİ ATICI
Yayınevi: NEMESİS KİTAP
Sayfa:496

GİTME // SELVİ ATICI
Nefret ve aşk arasındaki mesafe ne kadardır?
Kilometrelerce mi?
Belki bir adım kadar yakındırlar birbirlerine?

Belki de aralarında zerre kadar dahi uzaklık yoktur. Üstelik birbirlerine dönüşmeleri öyle hızlı gerçekleşir ki, hiçbir kalp nasıl sevdiğinden bir anda nefret ettiğini, sonra onu yeniden nasıl sevdiğini anlayamaz.

Sırılsıklam âşık olan bir kadın… Tek gecelik ilişkilerin adamı olan bir erkek… Ve geçirilen tek geceden sonra birbirinden nefret eden ya da belki tamamen âşık olan iki insan... Gerçekte hissettikleri şeyin ne olduğunu keşfetmeleri ise hiç kolay değil… Gitme, aşkın ve nefretin sınırlarında dolanmanıza neden olacak.
(Tanıtım Bülteninden)



KİTAP YORUMUM

Selvi Atıcı’nın meşhur Kayıp Şehir Serisinin romanlarından biri Gitme ile buradayım. Kimliksiz’in yani Deryal Yiğit’in oğlu Tunç Mirza Yiğit ile Hayat’ın, aşk ve nefret arasındaki o ince çizgide şekillenen aşklarını konu alıyor. Böyle serileri çok seviyorum çünkü hem bir önceki karakterlerin yıllar sonrasını hem de onların ailelerini okuyoruz. Yani en sevdiğim tarz! Ayrıca Selvi Atıcı’nın bütün erkeKleri aklımızı başımızdan almak için yazılmış gibi. Kızlar, bu adamlar ayaklarınızı yerden kesecek, Selvi Atıcı okumadan geçmeyin. 

DİKKAT!!! BU YAZAR BAĞIMLILIK YAPIYOR!!!

Spoiler var!

Mirza uzun yıllar boyunca sadece ama sadece Tunç ismini kullanıp, birisi ona Mirza dediğinde düzeltmeyi bağımlılık haline getirmiş bir adam. Yine de biz Mirza diyelim. Sebebi de ismi babasının koyması. Küçük yaşta babasını neredeyse kaybetme eşiğine gelen Mirza ailesi ile arasına aşılmaz duvarlar örüyor ve son derece mesafeli davranıyor. Çünkü birini kaybetme korkusuyla yüzleşince kaybetmemek için sevmemeye ve uzak durmaya adıyor kendini. Bana sorarsanız da son derece başarılı oluyor. Babasının sevkiyat işinin başına geçip, iş dünyasında başarılı bir iş adamı olurken, en yakın arkadaşı Adem ve Şirin’in oğlu Ali oluyor. Tam bir parti adamı olan Mirza, bir gece tanıştığı bir kadınla beraber olur ve hayatı tamamen değişir.

Hayat ise bir anda aşık olduğu Mirza’yı sıkı bir takibe alır. Her gece dışarı çıkıp, onun gittiği kulüplere ve barlara giderek onu uzaktan sevmeye devam eder. Yanındaki her kadınla onu kıskanır. Bir gece en yakın arkadaşının ısrarı ile onun olmadığı bir mekana gider ve mekanda onlara bir adamın daha eşlik edeceğini öğrenir. Nereden bilsin onun Mirza olacağını! Onu görmenin şoku ile eli ayağına dolaşan Hayat, Mirza’nın ona bu kadar yakın davranmasını da beklemez ve mutluluktan havalara uçar. Onunla sadece bir gün isteyen Hayat’ın hayallerinin bile ötesinde isteği kabul olur.

Beraber oldukları gecenin sabahında Hayat’ın ailesi Mirza’nın kapısına dayanır ve durumu öğrenirler.Mirza onları evinden kovarken ve Hayat’a öfkelenirken bunun planlanmış bir oyun olduğunu düşünür. Ancak Hayat’ın ailesi işin peşini bırakmaz ve Deryal’e ulaşırlar. Sonunda ikisi kendilerini birkaç gün içinde zorla evlendirilmiş olarak bulur. Mirza’nın aksine onun anne ve babası ile Ali Hayat’a son derece iyi davranırlar ama Mirza’nın tamamen farklı planları vardır. Onu tamamen görmezden gelip hayatını cehenneme çevirmeye karar verir. Ne gitmesine izin verir ne de rahat yaşamasına. Hayat’ın bütün eşyaları eve geldiğinde arasından düşen bir defter bulur ve kendine hakim olamadan okur. Hayat’ın ona olan aşkıyla yüzleşir hem de tanışmadan daha öncesinden gelen bir aşkla. Ona olan nefreti aşka dönerken yaptıklarından pişman olur ve telafi etme çabalarına girer.

Mirza’nın bu acımasız tavırları ondan kısa bir an nefret etmeme neden olsa da benim de kalbimi kazandı tekrar. Mirza gibi kıskanç bir adam, Hayat’ın arkadaş çevresiyle sınanırken ayrıca çok eğlendim. Bazı kızların istediği tipte kıskanç bir erkek, eğlenceli de. Genel olarak ikisi iyi ki de evlendirilmiş.
Mirza ona Gitme diyor ama Hayat gidiyor. Gitme de buradan geliyor; bir erkeğin yakarışları… Kısaca kesinlikle okuyun ama unutmayın Mirza benim.

#alıntı

Genç adam, "Ehliyetim var dedin!" diye soludu.
"Ehliyetim var dedim. Tecrübem var demedim."
"Aman Allah'ım!" Mirza gözlerini yola dikti. "Neden kullanmayı kabul ettin o zaman?"
Hayat onun ses tonundan endişeli mi yoksa öfkeli mi olduğunu anlayamadı. Zaten heyecanla sakarlaşan hareketleri bu belirsizlikle daha da beter olmaya doğru ilerliyordu. "Çünkü sen sarhoş olduğunu söyledin! Ben de can güvenliğimizi sana emanet etmektense kendime güvenmeyi tercih ettim." Sözleri dudaklarından telaşla ve hızla dökülürken kelimeleri birbirine karışmıştı.
Mirza'nın ona dikkatle baktığını hissedip yutkunur.
"Bir trafik canavarına arabamı ve canımı kendi ellerimle teslim ettim!"

0 YORUM